MENU

Hidden Treasures in the Caribbean

Karayipler, iki büyük ve birçok küçük adacıktan oluşan bağımsız bir ülkedir. Antigua ve Barbuda’da bulunan bu büyük iki adada, yerleşik hayat binlerce yıl önce başlamış fakat Batılılarla karşılaşma 15. Yüzyılda Amerika’yı keşfeden kaşif Christopher Columbus sayesinde olmuştur.
Biraz da bu sebeple “Kölelik” kavramı adalıların makus talihi haline gelmiştir. Sonrasında, 17. yüzyıl ortalarına kadar İspanya, Fransa ve İngiltere arasında sömürge bakımından el değiştiren ülke, baskın olarak İngiltere tarafından yönetilmiştir.
Bunların da etkisiyle , bir şekilde 1981’de bağımsızlığını ilan eden ülkenin resmi dili İngilizce’dir, ve genel yaşamda da etkileri görünür. Örnek olarak trafiğin soldan akması ve milli sporlarının kriket olması verilebilir.
Karayiplere bağlı olan Antigua’nın kelime anlamı, ‘eski’ ve diğer ada Barbuda “sakallı” anlamına gelir. Büyüleyici güzelliğiyle, Antigua, aynı zamanda ‘365 kumsalın ülkesi’ olarak bilinir bunun nedeni, adada her gün için bir kumsal bulunur. Bu ifade, Antigua’nın güzel kumsallarının sayısının yılın her gününe denk geldiği için kullanılmaktadır.
Antigua ve Barbuda’nın başkenti ve en büyük şehri, St. John’s’tur. St. John’s, Antigua adasının batısında yer alır ve ülkenin ticari, idari ve turistik merkezi olarak önemli bir rol oynar. Ayrıca, bu şehrin sömürge döneminden kalma binalarını ve renkli sokaklarını görmek herkesin isteyeceği bir şeydir. Önemli simgelerden biri olan St. John’s Katedrali Barok tarzına uygun olarak yapılmıştır ve 17. yüzyılda inşa edilmiştir ancak zamanla uğradığı yıpranmalar nedeniyle 19.Yüzyılda restore edilmiştir buna rağmen görkemini ve ihtişamını görmek mümkündür.
Sömürge dönemini en iyi yansıtan yerlerden olan Antigua ve Barbuda harika denizi yanında gezilecek birçok yere sahiptir. Şehrin alışveriş imkanları, müzesi, canlı sokakları ve kafeleri hem yaşayanlar hem de turistler için harika bir atmosfer sunar. Sokaklarında gezerken Sömürge ülkesi olmasına rağmen İngiliz mirasının iyi korunduğuna şahit olabilirsiniz.
Antigua ve Barbuda suyla özel ilgileri olanlar için de bir uğrak noktadır. Yelken sporu tutkunları ve milyon dolarlık yatlarını tarihi kıyılarında harika bir biçimde ağırlar.18. yüzyılda yapılmış ve devam eden iki yüzyıl boyunca İngiltere’nin savaş gemilerine hizmet vermiş. Nelson’ın Tersanesi, “Güneş Batmayan İmparatorluk” sembolü olarak bilinir.
Karayipler’deki en iyi muhafaza edilmiş tarihi yerlerden biri olan bölgede, Antigua’da günümüze kadar önemini koruyan birçok mekan bulunmaktadır. Adrenalin arayanlar için uygun rota olan Montserrat’a vardığınızda artık neredeyse hiç bulunmayan aktif bir volkan ve lavlarını görebilirsiniz. Antigua’aya giden Macera tutkunlarınının kesinlikle bu inanılmaz manzarının keyfini çıkarması gerekir.
Doğa severler için de deneyebilecekleri şeyler mevcuttur. Katılabileceğiniz yağmur ormanı turu ruhunuza ve size çok iyi gelecektir. Tura katılmadan önce programı detaylı öğrenin ve size uygun olan bir tur olduğundan emin olun. Çünkü tur keşif için olabilir ya da zorlu sporlar içerebilir. Bu Adaları ziyaret etmek için en uygun zaman, kış-ilkbahar sezonudur.
Antigua aynı zamanda bir çok etkinliğe ev sahipliği yapar: Nisan sonunda düzenlenen Antigua Yelkenli Yarışları, Temmuz’daki yaz karnavalı, Karayipler’in en gözde etkinliklerinden ikisidir bu etkinliklere katılarak seyahatinizi renklendirebilirsiniz.
Ek bilgi olarak, kesinlikle ziyaret edilmesi gereken bu adalar’a 90 gün vizesiz bir şekilde güzelliğine siz de şahit olabilirsiniz fakat ne yazık ki Türkiye’den direkt uçuş yok.

Paylaş